Büyük bir heyecanla başlayıp hüsranla biten mega projeler
Dünyanın farklı farklı yerlerinde büyük bir heyecanla başlayıp büyük bir hayal kırıklığıyla sonuçlanan mega projeleri ve yapım süreçlerini sizler için derledik.
İnsanoğlu zaman zaman son derece işlevsiz şeylere büyük paralar harcamaktan ve bu işlere büyük manalar yüklemekten asla çekinmeyen bir canlı. Hatta ve hatta bunların bazıları için “mega proje” diye yeni bir adlandırmaya dahi gidilmiş. Peki ama nedir bu büyük bir heyecanla yapımına başlanılıp büyük bir hayal kırıklığıyla sonuçlanan “mega projeler”?
1-Myanmar’ın sıfırdan inşa edilen başkenti: “Nepido”
2002 yılı içerisinde sıfırdan yapımına başlanan Nepido şehri, tabir-i caizse yoktan var edilmeye çalışılmış bir şehir. Güneydoğu Asya’da yer alan Myanmar’ın, tamamlandığında yeni başkenti olarak Yangon şehrinin yerini alması planlanan Nepido’nun inşası, 10 yıl gibi kısa sayılabilecek bir süre dahilinde 2012 yılı içerisinde tamamlandı.
Yeni başkent her ne kadar harcanan büyük emekler neticesinde başarıyla inşa edilmiş olsa dahi yeni başkentin devletin beklentilerinin büyük bir kısmını karşılayamayacağı çok kısa bir zaman içerisinde gün yüzüne çıktı. Karşılaşılan sorunlardan ilki ve belki de en büyüğü, sıfırdan inşa edilmiş olması dolayısıyla doğan popülasyon ihtiyacıydı.
Myanmar Devleti her ne kadar bu nüfus problemini çözmek için devletin tüm imkanlarını seferber etse de bu nüfus sorunu, başka bir sorunla doğrudan ilgili olduğu için yürütülen tüm çabalar boşunaydı: Halkın büyük bir çoğunluğu için değil yeni başkente taşınmak, taşıtları için yakıt almak dahi finansal açıdan neredeyse imkansız. Bu yüzden Nepido’nun 20 şeritli yolu uzun süreler kullanılamayacak.
2-Kaderi Bomboş Kalmak Olan Bir Stadyum “Arena da Amazônia”
Fifa Dünya Kupası’na ev sahipliği yapması amacıyla Brezilya’da inşa edilen “Arena da Amazônia”, adını gelmiş geçmiş en işlevsiz ve amaçsız stadyum olarak spor tarihe altın harflerle yazdırmayı başarmıştır.
Brezilya’nın nüfus yoğunluğunun çok düşük olduğu ve meşhur Amazon yağmur ormanlarının tam ortasında yer aldığı için ulaşımı fazlaca zor olan Manaus şehrine inşa edilen bu stadyum, hem lokasyon hem de çevresel faktörler açısından nereden bakarsanız bakın tam bir facia.
İnşa ediliği tarihten itibaren yalnızca 7 adet maça ev sahipliği yapan ve 44.300 kişilik seyirci kapasitesine sahip olan bu stadyumun içerisinde çok fazla sayıda koltuk yer almaktadır.
Arena da Amazônia stadyumunun etrafındaki yerleşim noktalarının küçük birer kasaba olması sebebiyle bu stadyum daha uzunca yıllar yalnız kalmaya mahkum olacak gibi görünmektedir.
3-Kaliforniyalı Zenginlerin Çöle Yerleşme Teşebbüsü “California City”
Sıradaki hüsranla neticelenen mega projemiz sıfırdan şehir inşa etme girişimi olan California City. Californiya City, Amerika Birleşik Devletleri’nde Los Angeles gibi metropollerle rekabet etmesi amacıyla Kaliforniya’nın güneydoğusuna inşa edilen bir yerleşim projesi. Bu büyük bütçeli mega projenin diğer tüm deneysel şehir projelerinden başlıca farkı, bir çölün ortasına inşa edilmek istenilmesi.
Şehrin kurulması planlanan çöl arazisinin altında büyük tatlı su rezervleri olduğuna inanıldığı için bu şehir, yatırımcı bulmakta hiç zorluk çekmedi. Lokasyonu dolayısıyla idame masrafları gitgide dayanılmaz bir hâl alan bu çöle yeniden şehir kurma projesi, kısa süre içerisinde tüm sermayedarlarını maalesef kaybetti.
4-Malezya’nın Singapur’u Geride Bırakma Arzusundan Doğan Acayip Bir Yerleşim Projesi “Forest City”
Nüfusunun büyük çoğunluğunu Çinliler oluşturduğu için zamanında kendisine bağlı olan Singapur’a bağımsızlık ilan ettiren ve bu yaptığıyla tarihe geçmeyi başaran Malezya, Singapur’un Malakka Boğazı’nın güneydoğu ucunda bulunması dolayısıyla gelen büyük uluslararası sermaye yağmuru üzerine bu kararından çok kısa bir süre içerisinde aşırı pişman olmuştur.
Ülkeye akın eden yabancı sermaye konusunda Singapur’un önüne geçebilmek ve mümkünse Singapur’u tercih eden yatırımcı ve sermayeyi kendi ülkesine yöneltmek isteyen Malezya, Çin’in de desteğiyle 2006 yılı içerisinde Singapur’un kuzeyine devasa büyüklükte bir şehir inşa etmeye başladı. Tahmin edebileceğiniz üzere bu mega şehir projesi de tıpkı diğer sıfırdan şehir inşa etme projeleri gibi hem yeterli sermaye temin edilemediği hem de zengin sermaye sahiplerinin kontrolüne geçtiği için asıl amaçlarından uzaklaştı ve büyük bir hayal kırıklığıyla neticelendi.
5-Çin’in Bir Türlü Yerleşimci Bulamayan Hayalet Şehirleri “Zhujiang, Zhengdong, Tianducheng” ve Daha Niceleri
Ekonomik büyümesinin önemli bir kısmını gayrimenkul sektörü üzerinden gerçekleştiren Çin, 2000 li yılların başlarında sektörü daha da hareketlendirmek amacıyla sıfırdan, yeni şehirler inşa etme kararı almış ve bu sürecin sorumluluğunu devlete bağlı önemli gayrimenkul ve inşaat şirketlerine devretmişti.
Çin’in tamamına hakim olan gayrimenkul mantalitesi, sadece barınma imkanı olarak düşünülmekten ziyade bir yatırım aracı olarak değerlendirilmekte. Dolayısıyla insanlar, katiyen ihtiyaç duymayacakları sayıda gayrimenkul satın alarak geleceklerine yatırım yapma ve ve geleceklerini garanti altına alma çabası içerisindeler.
Büyük bir heyecanla başlanan ve neredeyse bitme noktasına gelen bu projeler, yapım esnasında ve sonrasında yaşanan yolsuzluk skandalları ve bu skandalların basına yansıması sonrasında Çin hükûmetinin tüm yeni şehirlere el koymasıyla rafa kaldırılmak zorunda kaldı. Tabii devletin el koymasıyla projeler büyük prestij kaybetti. Hatta ve hatta projeler devam edemedi ve kimseye herhangi bir iade yapılmadı. bitme noktasına gelen bu koca koca şehirler ne yıkıldılar ne de başka bir şekilde değerlendirildiler. Kaderlerine terk edildiler.
6-Kimsesizliğin Ortasından Geçen İşlevsiz Yol Ağı “Interstate H3”
Amerika Birleşik Devletleri’nin 50. eyaleti olan Hawaii’de inşa edilen Interstate H3 yol ağı, lokasyonu ve kullanırlılık potansiyelinin son derece kısıtlı olması sebebiyle muhtemelen dünyadaki en gereksiz yol ağı yatırımlarından biridir.
Interstate H3 yol ağının incelendiğinde akla gelen tek işlevi Amerika Birleşik Devletleri Silahlı Kuvvetleri’nin iki askerî tesisini birbirine eahatça bağlamaktır. Bakir ormanların içerisinden geçirilerek yapılan bu yol ağı, Hawaii’nin yeşil ağırlıklı doğal coğrafi yapısı göz önünde bulundurulduğunda her açıdan işlevsiz ve kullanışsızdır.
7-Halkın Büyük Tepkisi Sebebiyle Yapımından Vazgeçilen Nükleer Atık Deposu: “Yucca Dağı Nükleer Atık Deposu”
Enerji ihtiyacının önemli bir kısmını nükleer enerji aracılığıyla temin eden ülkelerin sahip oldukları en büyük sorun sizin de tahmin edebileceğiniz gibi nükleer atık sorunu! Nükleer atık sorunu çoğu devlet için öyle büyük bir sorun ki dünya üzerindeki birçok devlet Finlandiya hariç nükleer atıklarla uğraşmak istemiyor.
Amerika Birleşik Devletleri, kısa süre önce kendi atık sorunu problemini çözebilmek için kendi topraklarına birkaç nükleer atık deposu inşa etmeyi planladı. Bu Nükleer Atık Depolarından biri de 2002 yılı içerisinde inşasına başlanan Nevada’daki Yucca Dağı Nükleer Atık Deposu’ydu. Nevada halkının nükleer atıkların insan sağlığına olması muhtemel olumsuz etkileri sebebiyle gösterdiği yoğun tepkiler ve tesisin kapasitenin yetersizliği sebebiyle bu proje de kısa süre içerisinde rafa kaldırıldı.
8-Kuzey Kore’nin Düşman Kardeşi Güney Kore’ye Karşı Meydan Okuması “Ryugyong Oteli”
Güney Kore’nin Seul şehrinin 1988 olimpiyatlarına ev sahipliği yapmaya hak kazandığı ve uluslararası arenada adından sıkça kez söz ettirmeye başladığı 80’li yıllarda düşman kardeş Kuzey Kore, komşusunun popüleritesi altında ezilmemek amacıyla alelacele bazı işlere girişti.
Plansız ve programsızca girişilen projelerden tartışmasız en meşhuru, dünyanın en büyük oteli olması gayesiyle planlanan ve 1989 yılındaki 13. Dünya Gençlik ve Öğrenci Festivali’ne ev sahipliği yapması düşünülen Ryugyong Oteli’ydi.
Otelin yapım işlerini ilk olarak Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği üstlendi. Lakin Sovyetler Birliği’nin tarih sahnesinden silinmesi sebebiyle Ryugyong Oteli’nin inşası tamı tamına 16 yıl boyunca yarım kaldı.
En nihayetinde Mısırlı bir inşaat şirketi tarafından yarım kalan inşaat tamamlanmak üzere devralındı. Bu olumlu gelişmeye rağmen proje, yaşanılan bazı zorluklar ve sermaye eksikliği dolayısıyla 2012’de tekrar tamamlanamadan rafa kaldırıldı. Günümüz şartlarında Kuzey Kore’ye uygulanan ambargolar da dikkate alındığında bu devasa otel uzunca bir süre hiçbir işe yaramayacaktır.
9-Dünyanın En Fazla Zarar Eden Havalimanı “Mattala Rajapaksa Uluslararası Havalimanı”
Sri Lanka’nın eski cumhurbaşkanı olan Mahinda Rajapaksa’nın talimatlarıyla onun şerefine inşa edilen ve kendisinin ismi verilen bu havalimanın inşaatına çok büyük umutlarla başlanılmış, ancak zamanla istenilen sonuç elde edilememiştir.
Havalimanının yapılmak istenilmesindeki asıl sebep; Sri Lanka’nın o tarihte yalnızca tek bir havalimanına sahip olması ve ülkenin güney kıyılarının hakettiği yatırımı bir türlü almamasıydı. Tüm bu gerekçelerden ötürü yeni havalimanının inşa edileceği yer olarak dönemin Cumhurbaşkanı Mahinda Rajapaksa’nın doğum yeri olan Mattala’da karar kılındı.
Mattala Rajapaksa Uluslararası Havalimanı, büyük emekler harcanarak başarıyla inşa edilebilmiş olmasına karşın kısa süre içerisinde ziyaretçi ve uçuş alamayıp ciddi zarar ederek Sri Lanka devletini ve yatırımcılarını büyük hayal kırıklığına uğrattı.
Hatta ve hatta birkaç yıl içerisinde “dünyanın en işlevsiz havalimanı” unvanını kazanan ve bu unvanın değiştirilmesi için de herhangi bir çaba harcanmayan Mattala Rajapaksa Uluslararası Havalimanı, başka bir misyonu kalmadıktan ve dönemin Cumhurbaşkanı Mahinda Rajapaksa seçimi kaybettikten sonra pirinç depolanabilmesi amacıyla kocaman bir pirinç deposuna çevirildi. Kısa bir süre önce Hindistan tarafından satın alınan havalimanının akıbeti hala belirsiz.
10-Amerikan Tarihinin Başarısızlıkla Sonuçlanan En Büyük İnşaat Deneyimi “Süper İletken Süper Çarpıştırıcı”
1990’lı yıllarda bilimsel çalışmaların ana merkezi olması ve bilimsel çalışmalarının daha koordineli bir şekilde yürütülmesi amacıyla Amerika Birleşik Devletleri’nin Teksas eyaletine inşa edilmesi amaçlanan atom çarpıştırıcısı kompleksi, gerek Amerika tarihinin gerekse dünya tarihinin en büyük bütçeli başarısızlıklarının başında yer alıyor.
Bahse konu tutarsızlığın ve başarısızlığın başlıca sebebi, projenin büyüklüğü ve zorluğu dolayısıyla masrafların aralıksız bir şekilde artış göstermesiydi. Toplam 45.000 kişilik bir nüfusa sahip olan Waxahachie yerleşkesinin etrafının 87 kilometrelik bir tünel ile sarılmasının planlandığı bu çılgın proje için başlangıçta yaklaşık 4 milyar dolarlık bir bütçe ayrılırken bu rakam zamanla 11 milyar dolar seviyesine yükselince tüm proje hızla rafa kaldırıldı.
11-Arap Turistler İçin Yapılıp Yalnızlığa Mahkum Kalan “Şato Evler”
2014 yılında UNESCO Dünya Mirası Aday Listesi’nde bulunan Bolu’nun doğal ve tarihi güzelliğiyle ünlü Mudurnu ilçesinde yapımına 2011 yılında başlanan Burj Al Babas projesi, gerek yüksek yapım maliyetleri gerekse de halen içerisinde kimsenin kalmaması sebebiyle hüsranla sonuçlanan mega projeler listemiz de kendisine 11. sırada yer bulmakta.
Sadece Arap müşterilere satılmak amacıyla tasarlanan ve toplam 11 sene süren proje, toplamda 750 bin metrekarelik arazi üzerine yapıldı. Hedef ise 732 adet ultra lüks villa inşa etmekti.
Burj Al Babas, Arap yatırımcıları ve Körfez sermayesini Türkiye’ye çekmek için büyük bir termal tatil köyü inşa etmeyi amaçlayan mega düzeyde bir projeydi. Yapımına toplam da 200 milyon Amerikan doları harcanan bu lüks villaların inşaatına 2014 yılında başlanıldı. Proje yöre sakinleri tarafından öğrenildiğinde yeşiliyle ünlü Mudurnu’nun tarihi dokusunun bozulacağı düşünüldüğünden projeye karşı çıkıldı.
Arap müşterilerin taksitleri zamanında ödememesi ve şirketin ekonomik planlamada yaşadığı ciddi sorunlar nedeniyle Burj Al Babas adlı proje büyük bir hayal kırıklığıyla neticelendi.
Alıntı: https://investinpak.com/most-useless-megaprojects-in-the-world-amazing-details/