Himalayaların depreme meydan okuyan yapım tekniği Kath Kuni!
Büyük depremlerin sıklıkla meydana geldiği Himalayalar’daki bir yerleşim noktasında yerel halk hala 1.000 yıllık bir bina yapım tekniğini kullanıyor. Kath Kuni!
1905 yılı içerisinde yaşanan oldukça büyük bir bir deprem, Batı Himalayalar’daki bir Hint yerleşim noktası olan Himachal Pradesh’de büyük bir yıkıma sebep oldu. Sağlam ve dayanıklı gözüken beton binalar kağıttan evler gibi bir bir yok oldu. Ayakta kalan yapılar ise, yerel halkın “kath kuni” ismini verdiği eski ve geleneksel bir Himalaya inşa tekniği ile inşa edilmiş yapılardı.
Naggar Kalesi, yerli halk tarafından Kath Kuni adı verilen bina yapım tekniğinin günümüze kadar gelen en nadide örneklerinden birisi. Ayrıca bu coğrafyada uzun süredir kath kuni yapım tekniğiyle evler inşa ediliyor. Bu tekniğin en özel ve en belirgin özellikleri ise; harç kullanılmadan Himalaya Sediri olarakda bilinen deodar ağacının yöresel taşla katmanlı bir şekilde iç içe geçerek yapılmasıdır. Naggar Kalesi günümüzde son derece popüler bir otel olarak kullanılmakta. Naggar Kalesi bazı yapıların zamana meydan okuyabildiğinin ve dayanıklı olabildiğinin apaçık bir kanıtı.
Kath Kuni Yapım Tekniği Himalayalara Muhteşem Bir Şekilde Uyum Sağlıyor
Kath Kuni yapım tekniği dünyanın deprem yoğunluğu ve deprem büyüklüğü açısından en aktif bölgelerinden biri olan Himalayalar’a harkulade bir şekilde uyuyor. Naggar merkezli önemli bir mimarlık ve tasarım ofisi olan NORTH firmasının kurucusu olan mimar Rahul Bhushan, “Deodar ahşabı ve taş, birlikte muhteşem bir uyum ve kompozisyon oluşturuyor. Taş yapıya önemli bir ağırlık verir, bu da ağırlık merkezinin düşük olmasına sebebiyet verir ve ahşap, sahip olduğu esnekliği sayesinde yapıyı bir arada tutar.”
Kapılar ve pencereler, herhangi bir deprem anında sahip olduğu açıklıklar üzerindeki baskıyı azaltmak için dar olarak imal edilmiş ve ağır ahşap çerçevelere sahip olarak tasarlanmıştır. Ayrıca, eylemsizlik kuvvetinin zemine kolayca aktarılmasına yardımcı olmak için binalarda bu açıklıklardan az miktarda bulunuyor. Tüm bunların dışında kalın kayrak çatılar tüm yapıyı sıkıca bir arada tutuyor.
“Kath kuni” sözcükleri, Sanskritçe dilinde “ahşap köşe” manasına geliyor. Chehni’de kalan birkaç duvar ustasından biri olan Tedhi Singh’e göre: “Bu bina yapım tarzının tarzının tüm özelliklerini gösteriyor”
Himalayalar’da bulunan Himachal Pradesh köyü, betonarme olarak yapılmış daha yeni evlerin olduğu diğer köylerin aksine, evlerin tamamının kath kuni tekniğiyle yapıldığı tek köy ünvanının yegane sahibi.
“Sıradan bir kath kuni tekniğiyle yapılmış binanın köşelerine baktığınızda ve bu binayı detaylı bir şekilde incelediğinizde birbirinin içine geçmiş ahşap kirişleri rahatça görebilirsiniz. Bu katmanlar arasındaki boşluklar küçük taşlar, saman ve molozla doldurulur. Bu komplike birbirine geçme metodojisi, kath kuni yapılarını son derece esnek bir konuma getirir, bu kompleks sistem herhangi bir deprem anında duvarların hareket etmesine ve ayarlanmasına müsade eder”
Singh, kath kuni yapılarına dair yaptığı açıklamada, yalıtkan vazifesi gören, mekanı soğuk kış gecelerinde sıcak ve yaz aylarında ise serin tutan çift katmanlı duvarlara sahip olduğunu da açıklamalarına ekliyor. Yerdeki hendekler ve yükseltilmiş taş blok yataklar üst gövdeyi güçlendirirken, su ve karın içeri sızmasına da asla müsade etmiyor.
Köyün Yaşam Biçimine ve Sismik Hareketlere Uygun Evler
Şiddetli depremlere dayanıklılık özelliklerine ilaveten, kath kuni mimarisi bölgenin tarımsal ve konjonktürel yaşam tarzına oldukça iyi uyum sağlamış durumda. Genellikle binaların zemin katı hayvanlar için ayrılmaktadır. Yapının üst katları, güneş ışığı ve zemin katta bulunan hayvanların artan vücut ısısı sayesinde oldukça sıcak oldukları için yaşam bölgesi olarak tercih edilmektedir.
Bu eski yapı tekniği nesilden nesile kuşaktan kuşağa aktarılmaktadır. Ancak birçok köyde kath kuni tekniği yerine beton evlerin daha fazla tercih edilmesi nedeniyle bu gelenek maalesef yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Yerel halkın bir kısmı, beton evlerini taş kiremitler ve ahşap kaplamalı duvar kağıtları ile gizlemeyi tercih ediyor. Yöresel kimliği korumaya yönelik yürütülen çaresiz girişimler, yapım tekniğinin elde edilmesini daha zor ve pahalı hale getirmiş durumda.
1864 yılında Britanya İmparatorluğu, sömürgesi haline getirmeye çalıştığı Hindistan’da Orman Departmanı birimini kurdu ve ormanlık alanların mülkiyetini eşi benzeri görülmemiş bir hızla yerel halkın kontrolünden devletin kontrolüne geçirdi. Bu değişim, Himachal Pradesh’te deodarın yaygın olarak çıkarılmasını ve ticari anlamda kullanımını teşvik etti. Ormanlar ve yerel orman sakinleri arasındaki bozulan ilişkiyi düzeltmek amacıyla, Hindistan hükümeti 2006 yılı içerisinde her Himachali ailesine her 10 yılda bir ev inşa etmeye yetecek kadar sadece bir ağaç hakkı tanıyan Orman Hakları Yasasını yürürlüğe soktu.
Ancak zaman içerisinde beton yapıların depreme daha dayanıklı olduğuna dair oluşan görüşle birlikte Kath kuni yapılarına olan talep önemli oranda azalmış ve bu yapım tekniğine ömrünü adamış ustaların sayısında istikrarlı bir düşüş olmuştur. Bununla birlikte, Himachal Pradesh bölgesinde son 100 yıl içerisinde 4.0 ve daha büyük depremlere maruz kalmış çok sayıda beton yapının hasar gördüğü gözlemlenmiştir.
Sismik Olaylar Gelip Geçici Ama Bu Yapım Tekniği İle Yapılan Evler Var Olmaya Devam Edecek
Yaşanılmakta olan tüm zorluklara rağmen, yerel kuruluşlar ve dernekler yöre halkının kendi kimliklerini de yansıtmakta olan geleneksel inşaat yöntemlerini teşvik etmenin ve korumanın yollarını bulmaya çalışıyor. Örneğin NORTH, kath kuni tekniğine uygun projeler tasarlamak için müşterileriyle birlikte özverili çalışmalar yürütüyor ve inşaat için yerel zanaatkârlarla işbirliği yapmak için yoğun çaba sarf ediyor. Ayrıca, kath kuni yapım tekniğinin uzun yıllar ayakta kalabilmesi için bambu gibi alternatif malzemelerin ahşabın yerini alıp alamayacağı halihazırda araştırılıyor.
Tüm bu çalışmalara ilaveten Bhushan, ahşap çerçeveler ve toprak dolgu kullanan ve kath kuni’den hem maliyet hem de zaman açısından daha verimli olan başka bir eski Himalaya yapım tekniği olan dhajji dewari ile ilgili bilimsel çalışmaları deneyleri sürdürüyor.
Bu bölgede yaşamını sürdüren Mohini, kızının hayatını iki kuşak önce ev dediği yerde sürdüreceğinden adı kadar emin.
“Ona bu evi nasıl koruyacağını ve ayakta tutacağını öğreteceğim ve bu tür evlerin bir daha yapılamayacağını anlamasını sağlayacağım… Depremler gelip geçici ama ev bir ömür yaşamaya devam edecek – ona iyi bak.”