Türkiyedeki en güzel ve en tarihi oteller
İçerisinde kendisine has birçok hikaye ve yaşanmışlıklar barındıran zamanında çok sayıda ünlü ismi ağırlamış ülkemizin tarihi otellerini sizler için araştırdık
Her birinin kendine has gizemli bir hikayesi, tarihi ve yaşanmışlığı var. Kimi zamanında bir sabun fabrikası, kimisi zamanında İpek Yolu’nun o dönemki en meşhur kervansaraylarından birisi, kimisi ise hem ülkemizin hem de dünyanın çok önemli şahsiyetlerini ağırlama fırsatı bulmuş, bu şerefe nail olmuş tarihi konaklama mekanları.
Ülkemizde hala yıllara meydan okumaya devam eden yaşadığı nice deprem ve doğal afetlere rağmen dimdik ayakta duran ve konaklama amaçlı kullanılan çok sayıda tarihi otel bulunmakta. Gelin hep beraber bu yazımız da ülkemizin geçmiş dönemlerine tanıklık eden en tarihi ve mimari açıdan en güzel otellerini tanımaya onlarla beraber zamanda yolculuk etmeye çalışalım.
1- Four Seasons Sultanahmet-İstanbul
İstanbul’daki dünyaca ünlü tarihi yarımada da yer alan Four Seasons Otel, sonradan otele dönüştürülmüş son derece eski bir yapıdır. İlk yapıldığı dönemlerde Sultanahmet Hapishanesi olarak neoklasik mimari tarzıyla 1919 yılı içerisinde inşa edilmiştir. Hapishanenin giriş kapısının bulunduğu sokağa Tevkifhane, çıkış kapısının bulunduğu sokağa ise Kutlugün adı verilmiştir. Bu gün itibariyle bu sokakların adları hala Tevkifhane ve Kutlugündür.
Sahip olduğu son derece geniş ve ferah avlusu ve eşine az rastlanır zarif ve nadir çini örnekleriyle İstanbul’un çağdaş anlamda yapılmış ilk yapısı ünvanının da sahibi olan bu otel pekçok ünlü sanatçıya da zaman içerisinde ağırlama fırsatı bulmuştur. Ağırladığı bazı ünlü sanatçılar çok kıymetli eserlerini bu otelin kendine has atmosferinde kaleme almıştır. Örneğin Kemal Tahir Esir Şehrin Mahpusu’nu; Nazım Hikmet Memleketimden İnsan Manzaraları’nı ve Orhan Kemal 72. Koğuşunu burada yazmıştır.
İlk yapıldığı dönemdeki hapishaneye ait koğuşların otel odalarına, geniş avlunun ise balo salonuna dönüştürüldüğü ve en önemlisi ise tarihi dokunun korunulmasına azami özenin gösterildiği Four Seasons Oteli mimariye ve sanata değer veren herkes mutlaka görmelidir.
2-Pera Palas-İstanbul
Türkiye’nin ilk oteli acaba hangisidir ve bu otel acaba ne zaman kuruldu?” diye bir soru aklınıza takıldığında sorunun cevabı sizi günümüzde de hala dimdik ayakta duran ve faaliyetlerine devam eden bir adrese götürüyor. Şaşırtıcı ama gerçek, ülkemizin ilk oteli hala yıllara meydan okumaya devam ediyor.
Dizilerin ve filmlerin çekimlerinde öncelikli olarak tercih edilen mekanlardan biri olan Pera Palas, ismini Büyük Londra Oteli’nin de konum olarak bulunduğu Beyoğlu’nun Pera bölgesinden almaktadır. 1895 yılında yapımı tamamlanarak hizmet vermeye başlayan otel, Orient Ekspres’in dünyaca ünlü sanatçı, yazar ve bürokratlarının İstanbulda konaklaması için inşa edilmiştir. Mimar Alexandre Vallaury tarafından yapılan ve o dönemin dünya üzerindeki en lüks binalarından biri olarak kabul edilen bu yapıda art nouveau, klasik ve oryantalist mimari izlerine rastlamak mümkündür.
İç mekanı da en az dış cephesi kadar iddialı ve ihtişamlı olan Pera Palas, sahip olduğu zarif güzelliğiyle Beyoğlu’nun simge yapılarından biri konumundadır. İnsana sanki farklı bir zaman diliminde yaşıyormuş hissiyatı uyandıran bu tarihi otel bu vakte kadar Ernest Hemingway, Agatha Christie ve Mustafa Kemal Atatürk gibi pek çok ünlü ismi misafir etmiştir. Agatha Christie’nin meşhur polisiye romanı olan “Doğu Ekspresi’nde Cinayeti” kaleme aldığı oda ile Mustafa Kemal Atatürk’ün konakladığı odalar an itibariyle bir müze oda olarak ayrılmış ve müze oda olarak muhafaza edilmektedir.
Türkiye’nin ilk oteli olma ünvanın yanı sıra Türkiye’nin ilk balo etkinliğine ev sahipliği yapma ünvanı da yine Pera Palas’a aittir. İstanbul’un farklı bir dönemini ziyaret etmek isteyenler mutlaka bu otele uğramalıdır.
3-Büyük Londra Oteli-İstanbul
İstanbul’un en güzel manzaralarından biri olan Haliç Manzarasına sahip Büyük Londra Oteli, tıpkı Pera Palas gibi Beyoğlu’nun Pera bölgesinde halen faaliyetlerine devam ediyor. Bu görkemli otel, Mimar Semprini tarafından 19. yüzyıl içerisinde inşa edilmiştir. İngiliz asilzadelerin Orient (Şark) Ekspresine atlayıp dünyayı gezmeye ve dolaşmaya çalıştıkları bir dönemde gelen bu kıymetli misafirleri en iyi şekilde ağırlamak amacıyla konuttan otele çevrilmiştir. Günümüzde bile otelin en geniş odasının ismi Orient Express’dir. Otelin isminin Büyük Londra Oteli olmasının asıl sebebi ise o dönemde İstanbul’a gelen İngiltere vatandaşlarını ağırlamaktır.
Otelin içerisine girdiğinizde sizleri karşılayan zarif duvar kağıtları ve binanın dekorasyonu sizi tarihi bir yolculuğa daha o anda çıkarıyor. Ayrıca İstanbul’un işgal edildiği dönemde gazeteci olarak Ernest Hemingway, kısa bir süre Büyük Londra Oteli’nde konaklamıştır.
Günümüzde halen faaliyetlerine devam etmekte olan ve eski ihtişamını bir miktarda olsa kaybetmiş olan Büyük Londra Oteli’ni dışarıdan seyretmek veyahut konaklamak bile halen çok keyifli olabilir.
4-Splendid Palas Otel-Büyükada
İstanbul Büyükada’da bulunan Splendid Palas Otel, 1908 yılında inşa edilmiş ve hala faaliyet göstermekte olan son derece özel bir otel. Bu oteli diğer otellerden farklı kılan en önemli özellik ise, ülkemizde 1. derecede tarihi eser statüsüne sahip olup bu özelliğini koruyan ve orijinalliğine sadık kalınarak işletilen tek otel ünvanının sahibi olması.
Bu oteli özel ve değerli kılan bir diğer özellik ise, otelin 110 yılı deviren tarihi mazisiyle bazı savaşları da görmüş, muhteşem balolara da ev sahipliği yapmış olmasıdır. Bilhassa Atatürk’ün önderliğinde yıllarca Cumhuriyet Balolarının düzenlendiği mekan olmuştur. Sahip olduğu kırmızı pencereleri ve gümüşi kubbeleri ile tüm dikkatleri üzerine toplamayı başaran Splendid Palas Otel’in içi de en az dışı kadar güzel ve özeldir.
5-Divan Çukurhan Otel-Ankara
Ulus’taki Tarihi Ankara Kalesi’nin hemen yanında yer alan ve klasik Osmanlı mimarisinin en belirgin özelliklerini taşıyan Divan Çukurhan Oteli aslında eski dönemlerden kalma bir kervansaray. Eski kervansaray geçirdiği revizyonla yeni butik otel olan Divan Çukurhan, Cumhuriyet’in ilk döneminde cezaevi olarak kullanılmıştır. Çukurhan Otel’in bir diğer önemli özelliği ise an itibariyle Dünya Anıtlar Fonu’nun belirlediği “Dünyanın Kurtarılmayı Bekleyen 100 Anıt Yapısı” arasında isminin bulunmasıdır.
Yapılan restorasyon çalışmaları ile yıllara meydan okumaya devam eden bu tarihi ve özel otel içerisinde barındırdığı kıymetli hikayelerle varlığını devam ettiriyor. Sahip olduğu kuş bakışı Ankara manzarasıda bu oteli özel kılan bir diğer özellik olarak karşımıza çıkıyor.
6-Savon Otel-Hatay
Savon Otel, medeniyetlerin ve birden fazla farklı kültürün uyum içerisinde varlığını sürdürdüğü Hatay şehrinde bulunmaktadır. 1860’lı yıllarda sabunhane olarak tasarlanan ve bu şekilde inşa edilen mekan zaman içerisinde zeytinyağı ve sabun imalathanesi olarak hizmet vermiştir. Osmanlı mimarisinin belirgin özelliklerini taşıyan Savon Otel’in yapım sürecinde kullanılan taş tonozlar ve kemerler ilk bakışta göze çarpmaktadır.
7-Cheltikov Otel-Kars
Kars’ın Ruslar tarafından işgal edilmesi sonrasında Cheltikov Ailesi tarafından konaklama amacıyla yaptırılan bu eşsiz güzellikteki bina an itibariyle Cheltikov Otel olarak hizmet vermektedir. Bina yıllar içerisinde farklı amaçlara hizmet vermiştir. Bu muhteşem bina ecza deposu olarakta opera binası olarakta kullanılmıştır. Bu oteli sanatsal ve mimari açıdan özel kılan en belirgin özellikleri ise sahip olduğu Barok mimari tarz, dış cephedeki zarif rölyefler ve zerafette çığır açan tavan motifleridir.
8-Tarihi Selçuklu Konağı-Mardin
Verimli Mezopotamya Ovası’nın tam karşısında yer alan Tarihi Selçuklu Konağı, Türkiye’de bulunan tarihi konak otellerinden biri. Bir dönem adliye olarak hizmet veren bu tarihi konak, sahip olduğu muhteşem taş bezeme işlemeleri ve etnik motifleriyle tüm dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor.
9-Sumahan On The Water Otel-İstanbul
İlk yapıldığı dönemlerde rakı fabrikası olarak kullanılan Sumahan On The Water Otel adını kuru ve yaş üzüm ispirtosunun anason tohumuyla ikinci kez damıtılması ile elde edilen aynı zamanda özel bir tür rakı olan “suma”dan almaktadır. 19. yüzyıl Osmanlı sanayi mimarisinin son güzide örneklerinden biri olarak tasarlanan otelin inşasına 1875 yılı içerisinde başlanmıştır.
10-Tarihi Yazmacılar Hanı Butik Otel-Tokat
Selçuklu mimarisinin en seçkin örneklerinden biri olan Tarihi Yazmacılar Hanı Butik Otel’in 13. yüzyıl içerisinde inşa edildiği tahmin edilmektedir. Tarihi Yazmacılar Hanı yapımının üzerinden geçen uzun yıllara rağmen ilk yapıldığı dönemki özgünlüğünü korumaktadır. Tarihi Tokat Kalesinin hemen eşiğinde bulunan Tarihi Yazmacılar Hanı Butik Otel’in odalarında eşsiz güzellikteki Tokat yazmasından motifler bulunmaktadır. Ayrıca bu otelin en ilgi çekici ve farklı özelliklerinden birisi de tarihe yakından tanıklık edilebilmesi adına tabanlarında cam korumalıkların tercih edilmiş olmasıdır.
11-Kurşunluhan Otel-Kastamonu
1443 ile 1461 yılları arasında inşa edilen Kurşunluhan Hotel sadece ülkemizin değil Avrupa’nın da en tarihi otellerinden biridir. Eski dönemlerde kervanların mola vererek konakladığı Kurşunluhan, zaman içerisinde aslına uygun olarak restore edilmiştir. Yapının orjinalliğine ve tarihi dokusuna katiyen zarar verilmeden, ahşap duruşu göz önünde bulundurularak zarif bir şekilde döşenen odaları ile Kurşunluhan halihazırda hizmet vermeye devam etmektedir.
12-Şirehan Otel-Gaziantep
Osmanlı Devleti’nin Halep Valisi olan Cemil Paşa’nın talimatı ile 1885 yılında kervansaray olarak yaptırılan Şirehan günümüzde yapılan restorasyonlar sayesinde otel olarak hizmet vermekte.
Kadim İpek Yolu üzerinde yaptırılan ve gerek ülkemizde gerekse diğer ülkelerde nadir olarak görülen iki katlı hanlardan biri olan Şirehan’ın üç farklı kapısı bulunmakta olup bu hana bu üç farklı kapıdan giriş yapabilmeniz mümkün. Kapılardan giriş yapar yapmaz sizi kocaman bir avlu karşılıyor.
Şirehan’ı diğer tarihi hanlardan ayıran en belirgin özellik ise üç cephesinde de anıtsal taç kapıların yer alması.
13-The Museum Hotel-Hatay
Dünyanın en önemli kültür merkezlerinden biri olan Hatay’da bulunan The Museum Hotel tam 2300 yıllık bir tarihe ev sahipliği yapıyor. Miladdan Önce 300 yılından kalan duvarı, tarihi Roma Hamamları başta olmak üzere 30.000 adet tarihi eser bu binanın çatısının altında bulunmaktadır. Aynı zamanda Dünya’nın bugüne kadar bilinen en büyük yekpare zemin mozaiğini de burada görmeniz mümkün.
13-Deliler Hanı-Diyarbakır
Diyarbakır’ın en tarihi ve en güzel yapılarından biri olan ve günümüzde de otel olarak faaliyet gösteren Deliler Hanı’nın adı da tarihin eski sayfalarından geliyor. Taa 1500’lü yıllarda Hüsrev Paşa tarafından yaptırılan ve bu sebepten ötürü de Hüsrev Paşa Hanı adıyla da bilinen Deliler Hanı’nın adı Osmanlı döneminde hacı adaylarına rehberlik yapan ve Osmanlı Devleti’nin en önemli birliklerinden olan deliler grubunun hac öncesinde konakladığı yapı olmasından geliyor. Yapım sürecinde siyah ve beyaz taşlar kullanılan bina günümüzde otelin yanı sıra restoran olarak da ziyaretçilerine hizmet vermektedir. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde çok sayıda odası bulunduğunu özellikle vurguladığı Deliler Hanı; 1603 tarihli bir vakfiyede de Mardin Kapusu Menzil Han adıyla geçmektedir.
14-Cinci Han Otel-Safranbolu
Tarihi ipek yolu üzerinde yer alan bir diğer otelimiz ise Safranbolu’da bulunan Cinci Han Hotel. Osmanlı padişahlarından 1. İbrahim’in döneminde Anadolu kazaskerlerinden biri olan Kazasker Hüseyin Efendi, ya da namı diğer Cinci Hoca, tarafından 17. Yüzyılın ortalarında kervansaray olarak yaptırılmıştır. Binanın yapımında kesme ve moloz taş kullanılmıştır.
Tarihi İpek Yolu’nun Coğrafi Keşifler neticesinde önemini yitirmesi sonrasında Cinci Han, Safranbolu esnafı tarafından depo olarak kullanılmıştır. Zaman içerisinde restorasyon çalışmaları tamamlanmış olup halihazırda otel olarak faaliyetlerini sürdürmektedir.
Youtube Sayfamız: https://www.youtube.com/channel/UCLYKH78eR864x8g5mxIcqRQ